Medyanın %95’i saray rejiminin yandaş/beslemeleri tarafından kontrol altına alınınca, yayın çizgisini “iktidar borazanlığı” belirlemeye başladı. Haber, yorum, tartışma gibi programlar yıllardan beri dinci/şoven gericiliğin tetikçiliğini yapan “uzman” kılıklılar tarafından zaten işgal edilmişti. Gelinen aşamada ise, ‘yandaş medya’ organları, iktidarın “ideolojik saldırı ve linç aygıtı” niteliğine bürünmüş durumda.
‘Üretim araçlarına sahip olan sınıfların düşünsel araçlara hakim olması’ yeni bir olgu olmamakla birlikte, Türkiye’deki iktidar borazanı medyaya biçilen misyon “yeni bir durum” olarak tanımlanabilir. Zira burjuva adabından bile yoksun, tetikçiliği en kaba biçimiyle yapan ucubelerin cirit attığı bir medya gerçeği var ortada.
Bu medyada yayınlanan dizilerin çoğunda dinci/şoven propagandanın pervasızca yapıldığının sayısız örnekleri var. Ancak bu kadarı yeterli olmamış ki, senaryolar da saraydan yapılan açıklamalara göre güncellenmeye başlamış. Görünen o ki, medyanın ideolojik borazanlık yaması yetmiyor, AKP şefinin sözleri dizi kahramanlarına tekrarlattırılıyor.
“Diriliş Ertuğrul” dizisi set emekçilerinin sol.org’a yaptıkları açıklamada şu ifadeler de yer alıyor; “Diriliş Ertuğrul devlet destekli bir proje. En çok şuna şahit oldum ben, akşam Cumhurbaşkanı ulusa sesleniş yapıyor, ertesi gün senaryoya revizyon geliyor ve yapılan konuşmadan sahnelere cümleler ekleniyor. Ertuğrul karakterine söyletiliyordu bu cümleler, gündeme göre durmadan senaryolar değişiyordu…”
İşi dizilerin senaryolarına el atma noktasına vardıran saray rejimi, belli ki, artık yandaşlarına da güvenemiyor. Bir tarafta her şeyi belirleyen bir “büyük reis”, öte yanda yozlaşmış, adam kayırmacı, zorbalıkla ayakta kalmaya çalışan bir rejim. Tarihin tekerleğini tersine çevirmeye çalışan bu ortaçağ artığı düzenin açmazlarına bu saatten sonra “saray senaryolu diziler” de merhem olmayacak.