Özgürlük savaşçısı (Free state of Jones) 2016 yapımı bir film. Edebi bir dille filmi tanıtmayacağız. Film gerçek bir mücadele sürecini anlatmış biz de bu mücadele üzerinde duracağız.
Olay ABD’nin Mississipi eyaletinde geçiyor. 1860’lı yıllarda ABD’deki kuzey- güney savaşıyla başlıyor. Kahramanımız bu savaşta “zenci” köleliğinin devamını savunan güney saflarındaki bir sıhhiyeci. Savaşanlar arasında, 20 siyahi kölesi olan çiftlik sahiplerinin savaşa gelmedikleri üzerine bir konuşma geçiyor. Savaşmıyorlar ama savaş nutuklar atanlar köle sahipleri oluyor. Köle sahibi olmayanlar da, köle sahipleri için ölmekte özgürler.
Kahramanımız zorla cepheye alınan henüz çocuk olan yeğeni ölünce, yeğeninin doğduğu topraklarda gömülmesi için cepheden cesedi kaçırıyor. Doğallığında kendisi de kaçmış oluyor. Yaşadığı yere geldiğinde, yoksul köylülerin yiyeceklerine bile savaş bahanesiyle el konulduğunu (gasp edildiğini) görüyor. Bir evde bu gaspı engelliyor. Ama ardından kaçmak zorunda kalıyor. Siyahi kaçakların yanına gidiyor. Siyahi, beyaz bütün kaçaklar burada toplanıyor.
Siyahilik üzerine bir konuşma geçiyor aralarında. Siyahi birine, kahramanımız “sen zenci misin?” diye soruyor. “Hayır” yanıtını alıyor. Bu diyalogla, “zenci” sözcüğünün ten rengini değil, köleliği ifade ettiği görülüyor. Filmde “zenci” sözcüğünü sadece ırkçılar kullanıyor. Kahramanımız siyahi de demiyor, herkese ismiyle sesleniyor. Siyahi bir kadınla evleniyor ve tek çocukları beyaz tenli oluyor.
Güney için savaşan ırkçı ve gaspçı teğmen, kuzey savaşı kazanıp özgürlük çığlıkları atıldıktan sonra, yargıç oluyor. Köle sahibi “efendi” ise, artık ücretli köle sahibi oluyor. Irkçı saldırılar artık “yasa dışı” gerçekleşiyor. Kuzeyin müdahalesiyle, saldırılar güya engelleniyor. Ama özgür Amerika’da kahramanımızın çocuğu siyahi bir anneden olduğu için, “zenci” kabul ediliyor ve beyaz bir kadınla evlendiğinden, 5 yıl hapse atılıyor. Bugün böyle şeyler olmuyor. Irkçı ABD polisleri “zenci” bir başkanla birlikte siyahileri katlediyor, özgürlükler ülkesi ABD’de!
“Zenci” olmamak ya da teninizin rengi nedeniyle baskı görmemek sadece sosyalizmde mümkün. Kapitalist-emperyalizmde işçi, emekçinin ten rengi beyaz olsa da, pratikte o da “zenci”dir, ücretli bir köle olarak.
M. Kurşun