Yuri Bondarev tarafından İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda Stalingrad savunmasını soluksuz anlatan, Sibirya soğuklarını direnişin ateşiyle ısıtmayı başarabilen önemli eserlerden biridir Sıcak Karlar.
Roman 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nda, doğu cephesinde, Stalingrad yakınlarında bir nehrin kıyısında köprüyü tutan Kızıl Ordu ile Alman ordusu arasındaki savaşı anlatıyor. Eğer Alman orduları nehri geçerlerse son kalan Sovyet ordusu da bozguna uğrayacak ve Sovyetler Birliği tümden işgal edilmiş olacak. Kızıl Ordu topçu bataryası subay ve erleri olayın bilincindeler. Ya Nazi faşizmine yenilecek ve yılların birikimi bir anda yok olup gidecek ya da Sovyetler Birliği tarihteki haklı davasını yeni bir zaferle taçlandıracaktır.
Nazi Ordusu’na ait tank tümeni ve piyadeler eşliğindeki panzer birlikleri olağanüstü bir direnişle karşılaşırlar. Öyle ki yüzer kişilik bölüklerden ikişer üçer kişi kalana kadar Kızıl Ordu direnişini sürdürür. Direnişin destansı anlatımının yanında yiğit proletaryanın yaşadıklarını da bütünlüğü içerisinde anlatmayı başaran yazar, yaşanan korkuyu, gururu, sevinci, paylaşımı, fedakârlığı arı bir dille anlatıyor.
Bir eleştiri yazısında deniliyor ki: “Sovyet edebiyatında kahraman, kendi eylemlerinin, tarihsel eylemin bir parçası olduğunu duyar; kendi bireyselliği ile yaşamsal sahiciliğinin, soyut bir fikrin sırf bir kişileştirmesi haline gelmesine izin vermez; işte bu yeni edebi yöntemin en anlamlı niteliklerinden biriydi. Daha çok savaş yılları edebiyatında görüldüğü biçimde, ayrıntılara kaçılmış ve kalın çizgilerle abartılmış bir kişileştirme aslında, zamanın gerek psikolojik, gerek toplumsal gerçeğiyle çelişmemektedir. (Suçkov, 1982, s.236)”
Dünyada savaşlar vardır. Haklı savaşlar-haksız savaşlar. Bir tarafta kapitalizm diğer tarafta sosyalizm. Bir tarafta sömüren mutlu azınlığın çıkarı uğruna bütün Avrupa’yı kana bulayan bir Hitler gibi diktatörde simgeleşmiş kapitalizm. Diğer tarafta buna karşı sadece kendi topraklarını korumakla kalmayan, aynı zamanda ezilen halkları ve dünya işçi sınıfını faşizm belasından kurtaran Sovyetler ve Kızıl Ordu…
Demagojik bir şekilde kapitalist yazarlar iki diktatörün karşılaşması olarak lanse ediyorlar İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nı. Öyle olsaydı eğer Stalingrad önlerinde bozguna uğratılan faşist Alman ordusu ve ona karşı kazanılan zaferden dolayı İngiltere parlamentosunda Enternasyonal marşı okunmaz, Sovyetler’e altın kılıç ödülü verilmezdi. Tarih kitapları her zaman kralları-soyluları yazmaz. Sovyet işçi sınıfı ve halkının destanını da yazar.
Yuri Bondarev’in özgürlük mücadelesi olarak anlattığı Sıcak Karlar kitabı okunmaya değer.
Ümraniye’den bir işçi