“İnsan dostlarını felaket anlarında tanır” derler. Bu tanıma birebir uyanlardan biri de devrimci avukatlar. Çürümüş hukuk düzeninde, paraya hizmet eden bir sistemde doğru yerde hakkın, hukukun, emeğin yanında durmak, her türlü tehdide ve baskıya göğüs germek, bunun bedelini göze almak her babayiğidin harcı değildir. İşte bu harç devrimci avukatlarda vardır. Gönül ister ki bu satırları yazarken her birinin ismini tek tek yazalım. Ama atladıklarımıza haksızlık olur bu. Sadece dışarıda, adliye koridorlarında, grev ve direniş alanlarında değil, aynı zamanda mücadelesi uğruna demir parmaklıklar ardında olanlar da var.

Tüm devrimci tutsaklar, hakları gasp edilen, yaşamı köleleştirilen işçiler adına şunu söylemeyi bir borç sayarız: İyi ki varsınız!  

Bu çürümüş hukuk sistemi içinde doğrunun sesi olmaya çalıştınız. Sömürüye karşı direnen işçilerin yanında oldunuz. Nerede bir haksızlık, baskı, zulüm varsa orada bulundunuz. Bu kavgayı kendi kavganız saydınız.

Yeri geldi siz de gözaltına alındınız, darp edildiniz, tutuklandınız ama susmadınız. İyi ki varsınız! 

Bu düzenin nimetlerinden faydalanmak yerine bu düzenin haksızlıklarına, zulüm ve barbarlığına direnenlere selam olsun!

Tarihten biliyoruz ki, egemenler, nice krallar, nice iktidar sahipleri kendilerini ve düzenlerini sonsuz, yıkılmaz sanmıştırdır. Ama tarihin işleyişi hepsini silip süpürmüştür. Bugün yaşanan karanlık da işçi sınıfının mücadelesiyle aydınlık günlere evrilecektir. İktidarını ebedi sayanlar hak ettikleri yere, tarihin çöplüğüne gideceklerdir. Bu mücadele içinde işçi sınıfının yanında duran, onun kendini ve insanlığı kurtarma mücadelesinin parçası olan, sadece müvekkilini savunmayan, savunurken yargılayan, yargılarken tarihe not düşen devrimci avukatlar bu mücadelenin onur neferleri olarak anılacaktır. 

Demir parmaklıklar ardından tüm samimiyetimizle sizleri selamlıyoruz! Onlar yenilecek, biz kazanacağız!

Tutsak demir-çelik işçisi Yücel Memiş

Burdur Yüksek Güvenlikli Hapishanesi

C3-17