Siyonist İsrail’in Basel’de Eurovision’a katılımı 17 Mayıs’ta ilerici devrimci güçler tarafından protesto edilecek.

Terör devleti İsrail’in kuruluş sürecinde kritik bir rol oynayan İlk Siyonist Kongre'nin İsviçre’nin Basel kentinde yapılmasından bu yana 127 yıl geçti.

Geçen süre boyunca Basel, pek çok siyonist etkinliğe ev sahipliği yaparken, her defasında ilerici, devrimci güçlerin haklı tepkileriyle karşılaştı.

Soykırımcı siyonist İsrail 13-17 Mayıs tarihleri arasında Basel’de yapılacak Eurovision etkinliklerinde yine boy gösterecek. Böylece bu etkinliği düzenleyen ve katılanlar da İsrail’in soykırımına ortak olmuş olacaklar.

İsrail’in 1,5 yılı aşkın süredir Filistin halkına yönelik yürüttüğü soykırım politikalarına karşı ses çıkaran ve karşı duranlar, bu kez Avrupa’nın en büyük müzik organizasyonu olan Eurovision hazırlıkları çerçevesinde hedef alınıyor.

Basel’de düzenlenecek Eurovision için geçici olarak işe alınan ve çoğu göçmen olan emekçiler, çalışma koşullarının zaten güvencesiz ve kısa süreli olduğu etkinlik sektöründe yeni bir baskı biçimiyle karşılaştılar.

İtalya’dan gelen ve bir Basel şirketi adına Eurovision sahnesinin kurulumunda çalışan kadın işçiler, üç günlük çalışmanın ardından işverenleri tarafından arandı ve güvenlik gerekçesiyle akreditasyonlarının iptal edildiği, etkinliğin düzenleneceği St. Jakobshalle’deki çalışma alanına bir daha giremeyecekleri bildirildi.

Bu küstahça muameleye maruz kalanlar birkaç işçiyle sınırlı değil. Basel BİR-KAR’ında birlikte çalıştığı Branşlar üstü IGA Sendikası (Interprofessionelle Gewerkschaft für Arbeitende) en az 11 benzer vakadan haberdar olduğunu duyurdu.

Akreditasyonları iptal edilerek işten çıkarılan işçilerin ortak noktası ise çarpıcı: Bu işçilerin, geçmişte Filistin dayanışması kapsamında ya da genel olarak sol-sosyalist içerikli eylemlere katılmış olmaları dikkat çekiyor.

Basel-Stadt kanton polisi ise “güvenlik gerekçesi” akreditasyon iptallerini gerekçelendirirken, olayın ayrıntıları hakkında kamuoyuna 30 gün boyunca bilgi vermeyeceklerini beyan etti. Yani Eurovision sona erdikten, kamu ilgisi azaldıktan sonra lütf edip açıklayacaklarmış.

İşverenler ise sorumluluğu tamamen reddediyor. İşçiler, ani işten çıkarmaların ardından konaklama masrafları, eve dönüş ücretleri ve çalışmadıkları günlerin kaybıyla baş başa bırakıldı.

Bu keyfi uygulamalar, sermaye-polis-İsrail iş birliğinin işçi sınıfına karşı nasıl bir saldırı aracı olarak işlediğini bu vesileyle de göstermiştir.

Sermaye ve onun kolluk güçleri bir kez daha “İsrail’in güvenliği” bahanesini kullanarak ilerici devrimci güçlere karşı siyasi baskı uyguluyor.

***

17 Mayıs’ta yapılacak olan Eurovision’un bu tutumu ve siyonist İsrail’in katılımı Basel’de protesto edilecek. Basel polisi de havadan, karadan ve Ren Nehri üzerinden “İsrail’in güvenliğini sağlamak” ve en önemlisi de Filistin halkıyla dayanışma içinde olup ve sokağa çıkacak olan ilerici devrimci güçleri baskı altına almak için şimdiden teyakkuza geçmiş durumda. İlerici devrimci güçler de her şeye rağmen bu saldırılara karşı seslerini yükseltmeye hazırlanıyor.

Tersi suskunluktur. Suskunluk ise Siyonizmin suçlarına ortak olmaktır.