İspanya’nın elektrik sistemi 28 Nisan’da aniden çöktü. Kentlerde metro ulaşımı durdu, trafik ışıkları devre dışı kaldı, internet ve mobil iletişim hizmetleri kesildi, hastanelerin elektrik ihtiyacı jeneratörlerle karşılandı. Etkinlikler iptal edilirken okullar tatil edildi. Havaalanlarında kaos yaşandı, başkent Madrid dahil birçok kentte olağanüstü hal ilan edildi. Şehirlerde yaşam fiilen felç oldu. İspanya’da yaşanan sorundan Portekiz geniş bir şekilde, Fransa ise kısmen etkilendi.
Elektrik sisteminin çömesi, hükümetleri de gafil avladı. Sorunun kaynağını açıklamayan ya da açıklamaktan kaçınan hükümetler, farklı ihtimaller üzerinde dururken, sabotaj olasılığını reddettiler. Kimi olayı atmosferdeki faktörlere bağladı, kimi çok yüklenmeden kaynaklandığını iddia etti. Resmi açıklamaların dışında ise sorunun neo-liberal politikalar bağlamında elektrik üretim, dağıtım, bakım işlerinin özelleştirilmesinden kaynaklı sorunlara dikkat çekildi. Elbette sabotaj olasılığının göz ardı edilemeyeceğini savunanlar da var. Esas nedenin ne olduğu ise halen açıklanmış değil. Sistem çöktüğünde yapılan resmi açıklamalarda, elektrik kesintisinin birkaç saat içinde giderileceği öne sürüldü. Oysa ancak 29 Nisan’da yeniden elektrik verilebildi.
Olayın teknik boyutu ile ilgili yapılan açıklamalar, kesin bilgi içermekten uzaktı. Daha çok olasılıklar üzerine kurgulanan açıklamalarla yetinildi. Sorunun kaynağından bağımsız olarak, bu kadar uzun süreli bir kesinti, sistemde ciddi aksamalar olduğunu ortaya çıkardı. Atmosferdeki birtakım hareketlerin olduğu gibi çok yüklenmenin de teknik arıza yaratmış olması ihtimal dahilindedir. Ancak kesintinin çöküş noktasına varmasının neo liberal özelleştirme politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğundan kuşku duymak için sebep yok. Zira karı esas alan kapitalist şirketlerin yeterince bakım, altyapı yenilemesi, teknik donanım gibi kritik alanlarda gerekenleri yapmaları beklenemez. Bütün işlerin bir maliyeti var. Dolayısıyla yeterince sıkı denetlenmeyen şirketlerin bu işi hakkıyla yapmıyor. Türkiye’de elektrik iletim hatlarının bakımının yapılmamasından dolayı yaşanan sorunlar ve meydana gelen yangınlar her yaz gündeme geliyor.
Erken ya da geç, sistemin neden çöktüğü bir şekilde ortaya çıkacak. Sorunun kaynağı ne olursa olsun, kesintilerin yaygınlığı, uzunluğu ve yarattığı sonuçların, neo liberal politikalarla doğrudan bağı olduğu görülecektir. Vahşi kapitalizmin adı olan serbest piyasa ekonomisi ve neo liberalizm yaşamın pek çok alanında olduğu gibi enerji güvenliği açısından da sorunlar yarattı. Avrupa gibi kuralların nispeten uygulandığı bir bölgede bile elektrik sisteminin çökmesi, benzer sorunların başka ülkelerde de yaşanabileceğine işaret ediyor.
Sermaye sahibi bir azınlık ile tekelci şirketlerin çıkarlarına göre işleyen kapitalist sistemle insan soyunun yola devam etmesi mümkün değil. Hegemonya savaşları, silahlanma, militarizm, faşizm, küresel ısınma, ekonomik-siyasal kriz yaratan kapitalist sistem, listeye enerji krizini de ekleyerek, felaketler yaratma konusundaki maharetini göstermiş, insan soyunun önünde aşılması gereken bir engel olduğunu birkez daha hatırlatmıştır.