‘71 devrimci önderleri Basel’de anıldı

‘71 Devrimci Hareketi’nin önderleri Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya Pazar günü (4 Mayıs) Basel’de düzenlenen bir etkinlikle anıldı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 05 Mayıs 2025
  • 12:30

‘71 Devrimci Hareketi’nin önderleri Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya Pazar günü (4 Mayıs) Basel’de düzenlenen bir etkinlikle anıldı. 

“Onlar devrim tarihimizin kilometre taşıdır, düzene karşı devrim çağrısıdır!” şiarıyla gerçekleştirilen etkinlik, kısa bir açılış konuşmasıyla başladı. Tarihsel önemde devrimci bir çıkışın temsilcisi olan bu devrimci önderler şahsında ölümsüzleşen devrimcilerin anısına saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi yapıldı. Devrimci önderlerin siyasal yaşam çizgilerini, içinde yetiştikleri tarihsel dönemi ve devrimci çıkışlarının tarihsel anlamını da içeren sinevizyon beğeniyle izlendi. Devrim davası uğruna emek vermiş, işkence görüp zindan yatmış, fedakarlıklar göstermiş dönemin devrimci kuşaklarından emektar bir kadın dostumuzun sunduğu şiir dinletisi ilgiyle karşılandı.

Etkinliğin ana konuşmasında, ‘71 Devrimci Çıkışı’nı temsil eden genç önderlerin aradan geçen yarım yüzyıla rağmen ilerici kitlelerin kalbi ve bilincinde bütün canlılığı ile halen yaşadıklarına dikkat çekildi. Bunun, ‘71devrimciler kuşağının, Türkiye’nin yakın tarihinde yarattığı derin izin göstergesi olduğuna işaret edildi. Türkiye’de devrimciliğin başlamasında bir dönüm noktası olan 71 devrimci hareketinin nasıl bir tarihsel birikim üzerinde yükseldiği özetlendi. Büyük Ekim Devrimi’nin dünyayı sarsan etkisinin Türkiye’ye yansıması ve tarihsel TKP’nin de bunun bir ürünü olduğu aktarıldı. Ardında ‘60’lı yılların dünya ve Türkiye tablosu özetlendi. 1920’den 1960’ların başına kadar Türkiye’ye sosyal ve siyasal bir durgunluk ve burjuva gericiliği egemenken, bu aynı yıllarda dünyada yaşanan büyük hareketler aktarıldı. ‘60’lı yılların başından itibaren ise Türkiye’nin de büyük bir sosyal uyanışa ve mücadeleye sahne olduğu belirtildi. Bu döneme damgasını vuran sol akımlardan TİP, YÖN ve MDD’nin parlamentarist, reformist, yasalcı ve darbeci kimliklerine dikkat çekildi. Gençlik hareketi içinde yetişmiş genç önderlerin, reformist ve parlamentarist gelenekten koparak Türkiye’de devrimciliğin başlamasına öncülük ettikleri belirtildi. Devrimci kopuşun ardında geçen 50 küsür yıl içinde sol ve devrimci hareketin bir evrimden geçtiği ve gelinen aşamada TİP çizgisine geri dönüldügü ve TİP parlamantarizminden karar kılındığı vurgulandı. Sol hareketin bugünkü tablosunda reformist akımların önemli bir güç kazanmış olduğu ve reformizmin ezici ağırlık oluşturduğu bu koşullarda, ‘71 mirasının devrimci özünün yaşatılması ve sınıf devrimciliği üzerinden yarınlara taşınmasının özel önemine dikkat çekildi. 

Dünya ve Türkiye’nin mevcut tablosu, “bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemi” çerçevesinde özetlendi. Türkiye’de yaşanan halk hareketi ve gençlik isyanı ve Kürt sorunundaki “açılım” üzerine kısaca duruldu. Devrimci siyasal mücadelenin ihtiyaçları açısından bugünün Türkiye’sinde en temel sorunun, işçi sınıfının bağımsız bir örgütlü güç olarak mücadele sahnesine çıkamamış olması olduğu vurgulandı. İşçi sınıfının bugünkü dağınıklığından, güçsüzlüğünden ve örgütsüzlüğünden kurtarılarak, siyasal mücadele sahnesine etkin bir güç olarak çıkarılması gerektiğine işaret edildi.

Dolaysıyla bütün dikkatlerin işçi sınıfına verilmesi, çaba ve enerjinin esas olarak devrimci bir sınıf hareketi yaratmak için harcanması gerektiği vurgulandı. Türkiye’de devrim ve sosyalizmin geleceğinin bütünüyle bu sınıfın devrimcileşmesine bağlı olduğunun altı çizildi. 

Konuşmanın ardından, müzik grubunun sunduğu devrimci ezgilerle devam eden etkinlik “İboların, Mahirlerin, Denizlerin uğruna kendi yaşamlarını adadığı devrim davasını büyütme” çağrısıyla sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / Basel